İpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuş; Uzak Doğudan gelen ipek ve baharat, Bat dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıca, Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır.
Doğunun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yolların oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdiki Çin'in Xian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler; burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizine; diğeri ile de Karakurum Dağlarını aşarak İran üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ile veya Trakya üzerinden karayolu ile Avrupa'ya giderlerdi.
Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette, daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kağıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkan sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları, zaman içinde ''İpek Yolu'' olarak adlandırılmıştır.
İpek Yolu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihi ve kültürel zenginlik sunmaktadır. Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolunun hem bir ticaret yolu, hem de tarihi ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlatılmıştır.
Pashmina Tarihi
26 Nisan 2012 Perşembe
Pashmina Ve Şalın Önlenemez Yükselişi
Modada trendler her daim değişiyor. Ama ortada bir gerçek varsa, o da şu aralar Hint akımına kapılmış olduğumuzdur. Ellerde ayaklarda Hint kınaları, iki kaşın ortasında bindiler, kulaktan buruna uzanan zincirleriyle pırlantalı hızmalar ve bizi çuval gibi sarıp sarmalayan Hintli paşmina şalları, bu durumun son örnekleri halindeler...
Herkesin ‘moda bitti, öyle bir şey yok, artık milenyumdayız’ dediği bir dönemde, şimdi de ortaya Hint akımı çıktı. Nedir bu akım, nereden gelir, niye bu kadar revaçtadır ve nasıl uygulanır gibi malum sorularsa, moda takipçilerinin zihinlerine yer etti. Şu aralar gerçekten de bütün ünlülerin elleri ayakları Hint kınalarıyla dolu halde, ortalıkta dolaşıyorlar. Gerçekten trende uymak adına yaptıranlar bir yana, bir de bunu tamamen ilgi duyduğu ve Hint kültürüne kendini yakın hissettiği için yaptıranlar var.
Durum şöyle de özetlenebilir: Hint kültürü artık evlerimize kadar girdi. Yani, yatak odalarından banyolara, mutfak takılarından ev aksesuvarlarına kadar her köşede bir Hint motifi bulmak olasılık dahilinde. Tabii evinde bunu uygulayan, üstüne başına da uygulamaktan geri kalmaz...
İşte durum böyle olunca da, artık televizyonlarda ve dergilerde ünlüleri Hint giysileriyle ve takılarıyla gören, sokaklarda da öyle dolaşmaya başladı. Bu akımın ilk ve en gözde temsilcisi ise, tabii ki paşminalardı...
Paşminanın önlenemez yükselişi
Paşmina, Hindistan'dan gelen bir şal türü. İçinde Hint'lilerin o ünlü ipeğinden olduğu için, Hint şalı deniyor. Bu paşminalar bir hayli pahalı olduğu için de, ortalıkta çok daha ucuz olan taklitleri dolaşıyor. Hem de elden ele. Yani, hangi gece klübüne, hangi ev partisine gitseniz mutlaka 15-20 kadında aynı model şalları görmek mümkün. Bu şal merakı, paşminalarla başladıysa da, hayat pahalılığında koton şallarla yükselişine devam etmek zorunda kaldı. Şimdi gündüz gece farketmiyor, herkes her yerde şallara sarınıp dolaşıyor. Bu akımın en önemli temsilcisi olan paşminalar, özel olarak Hindistan'dan getirilen ipekli kumaşlardan yapılıyor. Kumaşların özelliği de, son derece ince, ama aynı zamanda da çok ısıtıcı olması. İpek nasıl ısıtır demeyin, ısıtıyor işte... Dünyaca ünlü top modellerden Claudia Schiffer ve Cindy Crawford da, bu modanın en ünlü temsilcileri. Hala nereye gitseler, Hint işi paşminalarını üstlerinden eksik etmiyorlar. Artık modanın kalbi sayılan Londra ve New York'ta da bu durum aynı. Kadınlar uzun süreden beridir Hint işi paşminaları olmadan sokağa adım atmaz oldular. Mavileri ve pembeleri çok modaysa da, artık daha karanlık renklere dönüş hali var: Şöyle ki: Kopkoyu bordolar ve gece mavileri, nefti yeşiller, kiremit renkleri ve mocha'lar yükselen paşmina trendinin temsilcileri durumunda. Hintli'lerin ünlü sari'lerinden gelen bu paşmina akımı, bu yazı da bizimle geçireceğe benzer..
Kına yakmak ellere kaldı
Dövme olayını biliyorsunuz: İğnelerle derinin altına zerkedilen boyalarla, vücudun istenilen yerine istenilen şekiller yapılıyor. Tabii ki kalıcı olarak. Hint kınası ise, dövmenin başka bir çeşidi. Elde tutulan paletin içinde koyu bordo veya siyah boyalar var. Ve bu boyalar genelde ellere ve ayaklara, ince fırçalarla sürülüyor. Ama öyle gelişigüzel değil. İşin raconu, boyalarla bir sarmaşığı andıran desenler yapmak... Ellerde, parmaklardan başlayıp elin üstüne kadar uzanıyor. Ayaklarda ise, bileklerden başlayıp ayak parmaklarına kadar gidiyor. Bu boyalar genelde iki hafta kadar duruyor. Tabii çok fazla yıkanmazsanız. Ama daha kalıcı olanları da var. Hatta hiç çıkmayanları bile mevcut. Ama onlar gerçek birer dövme niteliği taşıyorlar. Yani, Hint kınaları bu sezon çok revaçta. Yüze de yapılabiliyor, ama o daha çok sahne sanatçılarının tercih ettiği bir olay. Bu arada, bugünlerde ellere ve ayaklara Hint kınası yaptırmak o kadar trendi birşey ki, neredeyse herkesin elinde ayağında bir adet kınalı sarmaşık mevcut. Türkiye'de bu akımın öncüsü Hülya Avşar'dı. Ardından, yeni çıkan son albümüyle, Pınar Aylin de Hint kınalarının temsilcisi oldu. Dünya çapında tanıtan ise Madonna oldu. Hatta Madonna Hint akımını o kadar benimsedi ki, küçük kızı Lourdes'e bile Hintli'lerin giydiği sari'lerden oluşan bir giysi yaptırdı.
Bir de, Amerika'da neredeyse bütün marketlerde satılan yapıştırma Hint kınaları var. Onlarda da durum şu: Elin üzerine istediğiniz motifi kesip yapıştırıyorsunuz. Üzerine ıslak bir havlu bastırıp bekletiyorsunuz. 10 dakika kadar sonra havluyu çektiğinizde, kınanın üzerindeki ince kağıt da havluyla beraber kalkıyor ve işlem tamamlanmış oluyor: Artık elinizde bir adet sarmaşıklı Hint kınasıyla dolaşıyorsunuz. Tabii ki bu da, diğer geçici boyalar gibi bir müddet sonra, elleri yıkadıkça çıkıyor...
Aksesuvarları illa ki zincirli
Hint aksesuvarlarını bilirsiniz: Genelde ya bir yüzüğe bağlı zincirden olaşın bir bileziktir, ya da aynı şeyin ayağa dolanmış olanıdır. Ama artık Hint işi, iki kaşın ortasına yapıştırılan bindiler, kulaktan bir zincirle buruna kadar uzanan hızmalar ve hatta dişlere takılan küçük pırlantalı hızmalar bile var. Ellere kollara üstüste takılan binlerce bilezik de cabası... Ünlü isimlerin sahneye çıkarken kullandıkları bu aksesuvarlar, en çok da, otantik görünümlü olan herşeyi çok seven Nükhet Duru, Gülben Ergen ve Ebru Gündeş tarafından benimsendi. Duru'nun son zamanlarda taktığı kulaktan buruna zincirli hızması ve Gündeş'in Hint motifli kolyesi de bunun son örnekleri... Bu arada, Gülben Ergen de her fırsatta Hint işi elbiselerini giyip, Hintli'ler gibi selam vermekten geri kalmıyor...
Herkesin ‘moda bitti, öyle bir şey yok, artık milenyumdayız’ dediği bir dönemde, şimdi de ortaya Hint akımı çıktı. Nedir bu akım, nereden gelir, niye bu kadar revaçtadır ve nasıl uygulanır gibi malum sorularsa, moda takipçilerinin zihinlerine yer etti. Şu aralar gerçekten de bütün ünlülerin elleri ayakları Hint kınalarıyla dolu halde, ortalıkta dolaşıyorlar. Gerçekten trende uymak adına yaptıranlar bir yana, bir de bunu tamamen ilgi duyduğu ve Hint kültürüne kendini yakın hissettiği için yaptıranlar var.
Durum şöyle de özetlenebilir: Hint kültürü artık evlerimize kadar girdi. Yani, yatak odalarından banyolara, mutfak takılarından ev aksesuvarlarına kadar her köşede bir Hint motifi bulmak olasılık dahilinde. Tabii evinde bunu uygulayan, üstüne başına da uygulamaktan geri kalmaz...
İşte durum böyle olunca da, artık televizyonlarda ve dergilerde ünlüleri Hint giysileriyle ve takılarıyla gören, sokaklarda da öyle dolaşmaya başladı. Bu akımın ilk ve en gözde temsilcisi ise, tabii ki paşminalardı...
Paşminanın önlenemez yükselişi
Paşmina, Hindistan'dan gelen bir şal türü. İçinde Hint'lilerin o ünlü ipeğinden olduğu için, Hint şalı deniyor. Bu paşminalar bir hayli pahalı olduğu için de, ortalıkta çok daha ucuz olan taklitleri dolaşıyor. Hem de elden ele. Yani, hangi gece klübüne, hangi ev partisine gitseniz mutlaka 15-20 kadında aynı model şalları görmek mümkün. Bu şal merakı, paşminalarla başladıysa da, hayat pahalılığında koton şallarla yükselişine devam etmek zorunda kaldı. Şimdi gündüz gece farketmiyor, herkes her yerde şallara sarınıp dolaşıyor. Bu akımın en önemli temsilcisi olan paşminalar, özel olarak Hindistan'dan getirilen ipekli kumaşlardan yapılıyor. Kumaşların özelliği de, son derece ince, ama aynı zamanda da çok ısıtıcı olması. İpek nasıl ısıtır demeyin, ısıtıyor işte... Dünyaca ünlü top modellerden Claudia Schiffer ve Cindy Crawford da, bu modanın en ünlü temsilcileri. Hala nereye gitseler, Hint işi paşminalarını üstlerinden eksik etmiyorlar. Artık modanın kalbi sayılan Londra ve New York'ta da bu durum aynı. Kadınlar uzun süreden beridir Hint işi paşminaları olmadan sokağa adım atmaz oldular. Mavileri ve pembeleri çok modaysa da, artık daha karanlık renklere dönüş hali var: Şöyle ki: Kopkoyu bordolar ve gece mavileri, nefti yeşiller, kiremit renkleri ve mocha'lar yükselen paşmina trendinin temsilcileri durumunda. Hintli'lerin ünlü sari'lerinden gelen bu paşmina akımı, bu yazı da bizimle geçireceğe benzer..
Kına yakmak ellere kaldı
Dövme olayını biliyorsunuz: İğnelerle derinin altına zerkedilen boyalarla, vücudun istenilen yerine istenilen şekiller yapılıyor. Tabii ki kalıcı olarak. Hint kınası ise, dövmenin başka bir çeşidi. Elde tutulan paletin içinde koyu bordo veya siyah boyalar var. Ve bu boyalar genelde ellere ve ayaklara, ince fırçalarla sürülüyor. Ama öyle gelişigüzel değil. İşin raconu, boyalarla bir sarmaşığı andıran desenler yapmak... Ellerde, parmaklardan başlayıp elin üstüne kadar uzanıyor. Ayaklarda ise, bileklerden başlayıp ayak parmaklarına kadar gidiyor. Bu boyalar genelde iki hafta kadar duruyor. Tabii çok fazla yıkanmazsanız. Ama daha kalıcı olanları da var. Hatta hiç çıkmayanları bile mevcut. Ama onlar gerçek birer dövme niteliği taşıyorlar. Yani, Hint kınaları bu sezon çok revaçta. Yüze de yapılabiliyor, ama o daha çok sahne sanatçılarının tercih ettiği bir olay. Bu arada, bugünlerde ellere ve ayaklara Hint kınası yaptırmak o kadar trendi birşey ki, neredeyse herkesin elinde ayağında bir adet kınalı sarmaşık mevcut. Türkiye'de bu akımın öncüsü Hülya Avşar'dı. Ardından, yeni çıkan son albümüyle, Pınar Aylin de Hint kınalarının temsilcisi oldu. Dünya çapında tanıtan ise Madonna oldu. Hatta Madonna Hint akımını o kadar benimsedi ki, küçük kızı Lourdes'e bile Hintli'lerin giydiği sari'lerden oluşan bir giysi yaptırdı.
Bir de, Amerika'da neredeyse bütün marketlerde satılan yapıştırma Hint kınaları var. Onlarda da durum şu: Elin üzerine istediğiniz motifi kesip yapıştırıyorsunuz. Üzerine ıslak bir havlu bastırıp bekletiyorsunuz. 10 dakika kadar sonra havluyu çektiğinizde, kınanın üzerindeki ince kağıt da havluyla beraber kalkıyor ve işlem tamamlanmış oluyor: Artık elinizde bir adet sarmaşıklı Hint kınasıyla dolaşıyorsunuz. Tabii ki bu da, diğer geçici boyalar gibi bir müddet sonra, elleri yıkadıkça çıkıyor...
Aksesuvarları illa ki zincirli
Hint aksesuvarlarını bilirsiniz: Genelde ya bir yüzüğe bağlı zincirden olaşın bir bileziktir, ya da aynı şeyin ayağa dolanmış olanıdır. Ama artık Hint işi, iki kaşın ortasına yapıştırılan bindiler, kulaktan bir zincirle buruna kadar uzanan hızmalar ve hatta dişlere takılan küçük pırlantalı hızmalar bile var. Ellere kollara üstüste takılan binlerce bilezik de cabası... Ünlü isimlerin sahneye çıkarken kullandıkları bu aksesuvarlar, en çok da, otantik görünümlü olan herşeyi çok seven Nükhet Duru, Gülben Ergen ve Ebru Gündeş tarafından benimsendi. Duru'nun son zamanlarda taktığı kulaktan buruna zincirli hızması ve Gündeş'in Hint motifli kolyesi de bunun son örnekleri... Bu arada, Gülben Ergen de her fırsatta Hint işi elbiselerini giyip, Hintli'ler gibi selam vermekten geri kalmıyor...
Pashmina Oluşumu
Sanıldıgının aksine Paşmina aslında çok rağbet gören bir İpek_Kaşmir
karışımı değildir. Bilinirliği arttıkça ve insanların beğenisini kazandıkça
farkı anlaşılan bir iplik türüdür. İşin aslı Paşmina, Kaşmir’in bir diğer
adı değildir. Paşmina, Kaşmir’in bir üst derecesidir.
Keşmir Kaşmir ya da Paşmina olarak bilinen kumaşın, ismini Hindistan'ın kuzeyindeki Büyük Himalayalar ile Pencal Sıradağları'nın arasında kalan geniş vadiden aldığını biliyor muydunuz?
Bunun yanında Nepal’in Ladakh bölgesindeki yüksek platolarda ve Moğolistanın iç bölgelerindeki düzlüklerde üretilmektedir.
Paşmina kelime olarak, Hint ve Nepal dillerinde iyi kalitedeki kaşmir yüne de verilen isimdir. Bu kumaş bayanlar arasında daha çok "Paşmina"olarak biliniyor. Paşmina Pers dilinde yün demektir ve batıda kaşmir yün olarak bilinir.
Paşminanın en iyi kalite derecesi 14 -15.5 mikron çapında yün ipliğe sahip olanlardır.
Capra Hircus Keçisinden Paşmina Yününe Paşmina’nın kaynağı, Capra Hircus Goat denilen ya da kısaca “goat” diye anılan bir keçi türüdür. Bu hayvanlar, dağlarda 14.000 feet yükseklikte, ısının nadiren 30 dereceyi bulduğu, oldukça zorlu bir doğada yaşarlar. Paşmina tam olarak, goat keçilerinin karınlarının altındaki yumuşak bölgede bulunan, dıştaki kaba tüylerinin altında yer alan daha yumuşak tüylere denir. Her bir goat yılda ortalama sadece 90 gr. civarı paşmina yünü üretir. Dokunmuş, hazır bir paşmina şal elde etmek için 3 adet goat yünü gerekir.
Paşmina Yünü Dokumak
Paşmina yünü her ilkbahar’da eğrilmeye başlanır. Bu iş temelde elle yapılan bir işlemdir. Yün eğirme işi Nepal yerel dilinde “Charkha” olarak adlandırılan bir yün eğirme aletiyle yapılır. Elle dokuma süreci zahmetli bir süreçtir. Oldukça sabır ve hüner gerektirir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)